dülger balığı der ki, çeşmeden iç bir yudum
aman canım yaman canım etme eğleme derken ömrün bir yılını daha devirmiş bir dost. dülger balığı bu devrilmiş anlamsız sayılar yığını içinde kayboladururken bendeniz, ben deniz, düşünüyorum acaba mavi kuş önümüzden geçip gitti mi, yoksa ilerdeki çeşmede bizi mi beklemekte.
dülger balığının acılı doğum gününden önceden bahsetiydim diye bu iç burkucu meseleden iki laf etmek istemiyorum şimdi.
evet, şu mavi kuşumuzun iki damla su içip üç nefes soluklandığı çeşme hayalime girip duruyor son birkaç gündür. çok susadığımdan mı yoksa masalın devamını çok merak ettiğimden mi oluyor bilmiyorum ama kendi hayalimin falına bakmaya yelteniyorum. 30 lira değerindeki 45 dakikalık bir fal yutturmacasına güvenmiyorum. içten içe nasıldır acaba diye merak dahi (a kısa okunacak) etmiyorum.
devrilen anlamsız yılların yahut devrilen yılların anlamsız sayısı kadar anlamsız laf ettim. dülgerciğim duysa kızar, insanları birşey anlatıyormuşsuncasına kandırma, derdi. yarattığım bu uzun ince kelimeye de güler, gece gündüz giderdi.
dülgerciğim, yokluğunla geçmekte olan yılları demek ister gönlüm fakat lafı dolandırır durur. sen gene gel de rüyama orda buluşalım, konuşalım. ben kahve yaparım sen de falıma bakarsın.
ve falımda bir balık çıkar senin gibi kırmızı,
kısmetimi müjdeler,
ve masmavi bir kuş çıkar mavi kuşumdan mavi olmasın,
mektubumu getirir,
ve belki kapımın ağzındaki eşyalar
yanına taşınacağımı gösterir.
o zaman deriz ki mavi kuş bizi çeşmenin orda bekliyor.
suyundan bir damla içmiş,
havasından üç nefes çekmiş.
yeter beklemiş artık
tez gidelim.
dülger balığının acılı doğum gününden önceden bahsetiydim diye bu iç burkucu meseleden iki laf etmek istemiyorum şimdi.
evet, şu mavi kuşumuzun iki damla su içip üç nefes soluklandığı çeşme hayalime girip duruyor son birkaç gündür. çok susadığımdan mı yoksa masalın devamını çok merak ettiğimden mi oluyor bilmiyorum ama kendi hayalimin falına bakmaya yelteniyorum. 30 lira değerindeki 45 dakikalık bir fal yutturmacasına güvenmiyorum. içten içe nasıldır acaba diye merak dahi (a kısa okunacak) etmiyorum.
devrilen anlamsız yılların yahut devrilen yılların anlamsız sayısı kadar anlamsız laf ettim. dülgerciğim duysa kızar, insanları birşey anlatıyormuşsuncasına kandırma, derdi. yarattığım bu uzun ince kelimeye de güler, gece gündüz giderdi.
dülgerciğim, yokluğunla geçmekte olan yılları demek ister gönlüm fakat lafı dolandırır durur. sen gene gel de rüyama orda buluşalım, konuşalım. ben kahve yaparım sen de falıma bakarsın.
ve falımda bir balık çıkar senin gibi kırmızı,
kısmetimi müjdeler,
ve masmavi bir kuş çıkar mavi kuşumdan mavi olmasın,
mektubumu getirir,
ve belki kapımın ağzındaki eşyalar
yanına taşınacağımı gösterir.
o zaman deriz ki mavi kuş bizi çeşmenin orda bekliyor.
suyundan bir damla içmiş,
havasından üç nefes çekmiş.
yeter beklemiş artık
tez gidelim.
1 Comments:
Önce bu isim biraz garip gelmişti dülger balığı. Okuyunca, balıkçılara illallah ettirmesini sonra yine bilindik hikaye ve uslanması.
Entresan.
Post a Comment
<< Home